23 Kasım 2020 – 12:46 – Güncelleme: 23 Kasım 2020 – 12:51
MEVSİMSEL GRİP İLE COVİD-19 ARASINDAKİ FARK NE?
Sonbahar mevsiminin sonundayız. Her mevsinin kendine özgü bir güzelliği olduğu gibi kendine özgü sorunları da var. Bu mevsimin sorunu ise ani sıcaklık değişikliği ile vücut direncinin düşmesi. Bunun sonucu hasta olmamız. Hepimizin hatırlayacağı gibi her yıl bu zamanlarda grip sayısında atış olmakta idi. Çevremizde gördüğümüz çoğu insan grip olurdu ve kimse bunu yadırgamazdı. Şimdi Covid-19 çıktı. Herkes tedirgin oldu, herkese bir korku pompalanıyor. Bakanlığın açıklamalarında hep vurgu yapılan bir husus var; hasta sayıları artıyor. Sayın bakana şunu sormak istiyorum; daha önceki yıllarda da hep yaşadığımız mevsimsel grip ile Covid-19 arsındaki farklar nelerdir? Bu yıl yaşanan mevsimsel grip sayısı kaçtır? Mevsimse grip ile hayatını kaybeden var mıdır? Var ise kaç kişidir? Mevsimsel grip ile Covid-19’u karşılaştırırsak ölüm oranları nasıldır?
TEDBİR KAPSAMINDA İŞSİZ KALAN İNSANIMIZA DESTEK VERİLMELİDİR.
Bilindiği gibi virüs tedbirleri adı altında bazı yasaklar açıklandı. Bu yasaklarla pek çok esnaf ve bu işyerlerinde çalışan pek çok işçi işsiz kaldı. İktidar tedbirleri alırken bu insanların ekonomik durumlarını göz ardı etmemelidir. Kapatılan ve kısıtlama getirilen işyerlerindeki insanımıza destek sağlamalıdır. 15 Mart 2020 tarihinde okulların kapanmasıyla birlikte işsiz kalan öğrenci servisi esnafı ve okul kantini işleticileri de mutlaka desteklenmelidir. Bu bağlamda kredi ödemeleri ertelenmeli, SGK prim ödemeleri devlet tarafından karşılanmalıdır. Esnafa faizsiz krediler verilmelidir. Kredilerin ödemesi uzun bir zamana yayılmalıdır. Kira, elektirik, doğalgaz gibi faturalar ile mutfak masraflarını karşılayabilmesi için hibe desteği verilmelidir.
2021 YILI BÜTÇESİNİ PANDEMİ BÜTÇESİ YAPIN.
Denilebilir ki; bu kadar desteğin maliyetini devlet nereden karşılayacak? Bu maliyeti karşılayabilmek için, bütçe görüşmelerinin yapıldığı bu günlerde, 2021 yılı bütçesini ‘Pandemi Bütçesi’ ilan edilsin. Bu yıl bütçeyi vatandaşımızı destekleyecek şekilde planlayın. Saray yapmaktan, lüks arabalar almak ve kiralamaktan vaz geçin. Yol yapımını, köprü yapımını bırakın. Hızlı tren yerine yavaş tren ile gidelim. Yaptığınız yol ve köprüler netice itibarı ile insan içindir. Üstünde yolculuk yapacak insan olmaz ise yaptığınızın bir anlamı olmaz. Bu yüzden üretim yatırımları olmayan bütün yatırımlardan bir yıl için vazgeçin. Sosyal hizmet yatırımlarını vatandaşa destek için planlayın ve uygulayın.
ACI REÇETEYİ ÖNCE KENDİNİZE UYGULAYIN.
Dile getirdiğiniz acı reçeteyi önce bütçeye, sonra kamu kurumlarına uygularsanız, vatandaşa uygulamaya bile gerek kalmayacaktır. Günde 10 milyonu aşan saray masrafları azaltılırsa, on binlerce lüks makam araçları azaltılırsa, özel uçakların sayısı düşürülürse, kısaca israfın önüne geçilebilirse acı reçeteye ihtiyaç kalmaz. Rüşvet ve yolsuzluk bitirilirse acı reçeteye ihtiyaç kalmaz. İhaleler şeffaf yapılırsa acı reçeteye ihtiyaç kalmaz. Kaynaklar ehil kişiler tarafından, üretime yatırılırsa acı reçeteye gerek kalmaz. Bugün söz konusu olan acı reçete, iktidarın bu uygulamaları yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek lüks ve şatafatla israfın üst seviyelerine çıktılar. ‘paramız var ki alıyoruz’ diyerek üretimi azalttılar. ‘babalar gibi satarız’ diyerek kar edeni de sattılar. Şimdi de acı reçeteden söz ediyorlar. Hepimiz aynı gemide isek önce acı reçeteyi kendiniz kullanın, çünkü vatandaşımız zaten kullanıyor.
Ülkemizin çözülemeyecek hiçbir probleminin olmadığını, sorunun ehil olmayan kadrolarda olduğunu bir kez daha hatırlatarak hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.
Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan