Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Lokman Özkul – Kıyamet Ve Alametleri – EĞİTİM

Kıyamet Ve Alametleri  İçinde


Kıyamet Ve Alametleri
 

İçinde bulunduğumuz 2020 yılı çok farklı bir sene olduğu için kıyamet çok konuşulmaya başlandı. Herşeyden önce şunu söyleyelim: Kıyametin vaktini ancak Allah bilir. Ahzab Suresi 63.Ayet-i Kerimede Yüce Mevla şöyle buyuruyor: ‘’İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyor. Onlara de ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır’’.

Kıyamet alametlerinin büyükler hariç diğerlerinin gerçekleştiğini söyleyebiliriz, birazdan sahih hadisler ışığında değineceğiz gerçekleşen ve gerçekleşmeyi bekleyen alametlere..

Kıyamet, İsrafil’in (a.s) sûr denilen ve niteliği Allah katında bilinen bir şeye üflemesiyle kopacaktır. Sûra ikinci defa üflenince de, ruhlar cesetlerine dönerek diriliş meydanına gelir. Yüce Allah şöyle buyurur: “Sûra üflenince Allah’ın diledikleri dışında göklerde olanlar ve yerde bulunanlar baygın düşer. Sonra sûra bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.” (Zümer/68)

Kıyamet dehşetli bir andır, onu müminler görmeyecek, hissetmeyecek, kıyamet öncesi yaşayan müminlerin canı da Allah tarafından kıyametin dehşetini yaşamasınlar diye alınacak. Kıyamet Allah’a inanmayanların üzerine kopacak.

Tekrar edelim, ansızın gerçekleşecek olan kıyametin kopuş zamanına ait bilgi yalnız Allah nezdindedir, dünyadaki davranışlarının karşılığını görmeleri için bunun zamanı insanlardan gizlenmiştir (M. F. Abdülbâkī, el-Mu’cem, “sâ’at” md.).

Kur’an’da kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, sadece Ye’cûc ve Me’cûc’ün gelişinden (el-Enbiyâ /96), dâbbetü’l-arzın çıkışından (en-Neml /82), göğün insanları saracak bir duman (duhân) yayacağından (ed-Duhân /11-12) ve ayın yarılacağından (el-Kamer /1) bahsedilmiştir.

KIYAMET ALAMETLERİ NASIL GELİŞECEK

Hadis şerhleriyle “fiten” ve “melâhim” türü kitaplarda kıyamet alâmetleri hakkında çeşitli rivayetler Hz. Peygamber’e atfedilir. Bu rivayetlerde ahlâkî bozuluşa, dinî-içtimaî hadiselere ve tabiat olaylarına ilişkin oldukça ayrıntılı bilgilere yer verilir. Nakledilen metinlere göre kıyamet alâmetleri şöyle gelişecektir:

KÜÇÜK ALÂMETLER

Dinî emirlerin ihmal edilmesi ve ahlâkın bozulması gibi insan iradesine bağlı olarak büyük alâmetlerden çok önce meydana gelecek olan olaylardır.

Hadislerde kıyamet alâmetleri eşrâtü’s-sâa tabiriyle ifade edilir. Bu hadislerde belirtildiğine göre Hz. Peygamber kıyametin kopuş zamanını bilmediğini söylemiş, ancak kopmasından önce vuku bulacak bazı olayların onun yaklaştığının alâmetleri sayılacağını haber vermiştir.(Buhârî, “Îmân”, 37)

Âhir zaman peygamberi ve son nebî olması dolayısıyla kıyamete yakın bir zaman diliminde gönderildiğini açıklayan Resûl-i Ekrem’in (Buhârî, “Talâķ”, 25, “Riķāķ”, 39; Müslim, “Fiten”, 132-135)kıyamet alâmeti olarak zikrettiği rivayet edilen olayların başlıcaları şunlardır:

Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi,
ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması,
şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması,
ehliyetsiz insanların söz sahibi olması,
adam öldürme olaylarının artması,
dünya malının bollaşması,
zekât verecek fakirin bulunmaması
zinanın alenî hale gelmesi,
köle kadının efendisini doğurması,
çobanların zenginleşerek bina yapmakta yarışması,
aynı davayı güden iki büyük topluluğun birbiriyle savaşması,
müslümanların kıldan ayakkabı giyen, küçük gözlü ve geniş yüzlü insan gruplarıyla savaşması,
insanların hayatlarından bıkarak ölülere gıpta etmesi, gibi olaylar kıyametin küçük alâmetlerinin bazılarıdır. (Buhârî, “Tefsîr”, 79, “Hudûd”, 20, “Fiten”, 25; Tirmizî, “Fiten”, 34; İbn Mâce, “Fiten”, 25; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 15). (Buhârî, “Fiten”, 4-5, 22, 24, “‘Itķ”, 8, “Cihâd”, 95, “Nikâĥ”, 110; Müslim, “‘İlim”, 8-10; İbn Mâce, “Fiten”, 25-36; Tirmizî, “Fiten”, 35, 42-43).

Hadislerde belirtildiğine göre kıyametin kopuşu ansızın vuku bulacak, bu sırada alışveriş yapanlar işlerini bitiremeden, yemek yiyenler lokmasını ağzına götüremeden, havuz yaptıran kişi havuzuna giremeden ve devesinin sütünü sağan kimse bunu misafirine ikram edemeden kıyamet kopacaktır. (Buhârî, “Fiten”, 25)

BÜYÜK ALÂMETLER

Asıl kıyamet alâmetleri büyük alâmetler olarak kabul edilen hârikulâde olaylar ve kozmik değişikliklerdir. Kıyametin kopuşu öncesinde gerçekleşeceğine inanılan başlıca hârikulâde olaylar deccâlin ortaya çıkışı, mehdînin zuhuru, Hz. Îsâ’nın gökten inmesi, Ye’cûc ve Me’cûc’ün görünmesi, Hicaz bölgesinde büyük bir ateşin çıkışı, gökten insanları bürüyen bir dumanın inmesi ve dâbbetü’l-arzın yerden çıkmasından ibarettir. Bunlardan dâbbetü’l-arz, duhân, Ye’cûc ve Me’cûc konusu Kur’an’da zikredilmektedir. Mehdî, deccâl ve nüzûl-i Îsâ inançları ise sadece Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlere dayanır.

Kur’an’da kıyamet alâmetlerinin nelerden ibaret olduğuna dair bilgi verilmemiş, sadece Ye’cûc ve Me’cûc’ün gelişinden (el-Enbiyâ /96), dâbbetü’l-arzın çıkışından (en-Neml /82), göğün insanları saracak bir duman (duhân) yayacağından (ed-Duhân /11-12) ve ayın yarılacağından (el-Kamer 54/1) bahsedilmiştir.
Hz. Peygamber bir hadislerinde, “Kıyametten önce on alâmet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez” buyurmuş ve bu alâmetleri şu şekilde sıralamıştır (Müslim, “Fiten”, 39; Ebû Dâvûd, “Melâhim”, 11; İbn Mâce, “Fiten”, 28):

BÜYÜK KIYAMET ALAMETLERİ:

DUMAN ÇIKMASI

Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.

Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Göğün, insanları bürüyerek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle! Bu, elem verici bir azaptır. (İşte o zaman insanlar):−Rabbimiz! Bizden (bu) azabı kaldır, doğrusu biz artık iman edenleriz. (derler)” (Duhân , 12)

DECCAL

Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlerden hareketle kıyametin büyük alâmetleri arasında zikredilen hârikulâde olaylara dair benimsenen inançlara göre âhir zamanda deccâl adı verilen ilginç bir insan ortaya çıkacak, ulûhiyyet niteliklerine benzer özelliklere sahip olup ilâhlık iddiasında bulunacak ve büyük bir fitne kopararak insanları hak yoldan saptıracaktır (Buhârî, “Fiten”, 26-27; Müslim, “Fiten”, 100-110; Nevevî, XVIII, 58).
Deccâlin ardından Sünnîler’e göre asıl adı Muhammed b. Abdullah, Şiîler’e göre ise Muhammed b. Hasan olan ve Ehl-i beyt soyundan gelen mehdî zuhur ederek deccâli öldürdükten sonra İslâm dinini kısa sürede yayıp yeryüzünde hâkim kılacak ve bütün kötülükleri ortadan kaldırıp adaleti tesis edecektir (İbn Kesîr, I, 24-32).

Mehdînin zuhurunun ardından Hz. Îsâ âdil bir hakem ve yönetici olarak gökten inecek, haçı kırıp domuzu öldürecek, vergiler koyup zenginlik sağlayacak, mehdînin arkasında namaz kılıp ona yardım edecek (İbn Mâce, “Fiten”, 33; İbn Kesîr, I, 52, 145-146), aynı dönemde ortaya çıkarak yeryüzünü fesada boğacak olan Ye’cûc ve Me’cûc onun yapacağı dua sayesinde Allah tarafından bir anda helâk edilecektir (Hammûd b. Abdullah et-Tüveycirî, III, 174).

İnsanlar onu bilsinler ve sakınsınlar diye birçok özellikleri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından bizlere şu şekilde bildirilmiştir:

1) Deccal Yahudi’dir! Deccal Kâfirdir! Deccal Kısırdır! Deccal, İnsanı Öldürüp Diriltir!(Allah izin verdiği için) Deccal, Çok Kuvvetlidir! Deccal, Çok Hızlıdır! Deccal, Kalın Boyunludur. Deccal’in Alnı Açıktır.Deccal, Kırmızı Yüzlüdür. Deccal, İri Yarı Biridir. Deccal, Kısa Boyludur. Deccal’in Bacaklarının Arası Açıktır.Deccal, Sevimsizdir. Deccal, Gençtir, Deccal’in İki Gözü Arasında Kâfir Yazılıdır! vb..
(Buhari 6976, 6980, Müslim 2933, 2934, 2937, 2942, Ebu Davud 4316, 4320, Ahmed 2/291, 7892, 4/20, 16368)

DÂBBETÜ’L-ARZ

“Yer hayvanı” anlamına gelen dâbbetü’l-arzla ilgili âyetlerde belirtildiğine göre ilâhî hüküm gerçekleşince yerden bir dâbbe (hareket eden varlık) çıkarılacak ve insanların Allah’ın âyetlerine inanmadıklarını söyleyecektir (en-Neml 27/82).
Bu hususta Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: (Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler. (Neml 82)

Mahiyeti konusunda herhangi bir bilgi bulunmadığından dâbbetü’l-arzın çıkacağına inanmakla yetinmek bu konudaki en isabetli tutumdur (Yûsuf b. Abdullah el-Vâbil, s. 412-415). Hadislerde kıyamet alâmetleri arasında geçen, Hz. Îsâ’nın nüzûlü ve ölümünden sonra çıkacağına inanılan dâbbetü’l-arzın ilgili âyetlere bakılırsa kıyametin kopma sürecinde gerçekleşeceği ihtimali akla gelmektedir.
Kıyamete oldukça yakın bir vakitte ortaya çıkacak alışkın olunmayan alametlerden biride Dabbe’nin canlı hayvanın bir kuşluk vakti insanların arasına çıkması ve onlarla konuşmasıdır.

GÜNEŞİN BATIDAN DOĞMASI

Evrenin tek hâkimi Allah’ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir. (Güneş doğudan batıya doğru kaymaya da başladı ilmi olarak)
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiğine göre, güneş batıdan doğmadan kıyamet kopmayacaktır. Güneşin battığı yer tarafında genişliği yetmiş yıllık mesafe olan bir kapı vardır ki, buna tevbe kapısı denilir.

Bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar daima açık olacak ve tevbe eden herkesin tevbesi kabul edilecektir. Güneşin battığı yerden doğması hadisesi vuku bulduğunda, o kapı da kapanacak ve artık hiç kimseden tevbe kabul edilmeyecek, daha önce iman etmemiş veya imanından bir hayır elde edememiş insanların imanları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır.
Hâlbuki o dehşetli alameti gören bütün insanlar iman edecekler, ancak bu geçersiz bir iman olacaktır. Yine kavranması zor, ancak iman edilmesi vacip olan gaybî haberlerden birisi de Allah Rasulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bildirdiği şu olaydır.

Ebu Zerr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:Nebi  şöyle buyurdu:

“Güneş her gün battıktan sonra Arş’ın altındaki müstekarrına karar kılma, yerleşme yeri gider ve secde etmek için izin ister. Kendisine secde için izin verilir, secde eder ve bu halde kalır.
Nihayet kendisine: −Kalk, geldiğin yerden geri dön! denilir. Bu hal rutin olarak ta ki insanların her türlü çirkinliği aşikâre yaptığı bir döneme kadar her gün devam eder.
Belirlenen o vakit geldiğinde güneşe: −Kalk ve battığın yerden doğ! denilir. Bunun üzerine güneş batı tarafından doğar. Bu alamete şahit olan insanların hepsi imana gelir, ancak tevbe kapısı artık kapanmıştır. İşte o gün, şu ayette bize bildirilen gündür:

“…Rabbinin ayetlerinden/delillerinden bazısı geldiği gün, önceden iman etmeyen veya imanından bir hayır kazanmayan kimseye (o günkü) imanı hiçbir fayda vermez.” En’am 158

YE’CÛC VE ME’CÛC’ÜN ÇIKMASI

Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alâmetidir.

Allah-u Teâlâ, İsa (Aleyhisselam)’ın eliyle Deccal fitnesini ortadan kaldırdıktan sonra diğer büyük bir fesat daha ortaya çıkacaktır ki o da, Ye’cüc ve Me’cüc isimli iki kavmin yeryüzünü istila etmeleridir. Bu olay İsa (Aleyhisselam) henüz hayattayken olacaktır.

Allah-u Teâlâ, Kur’an’da iki yerde bu iki kavimden bahsetmektedir.

Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?” (Kehf 94)
Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler. Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri açılıp donakalmıştır. “Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz” derler. (Enbiya 96, 97)

HZ. İSA’NIN GÖKTEN İNMESİ

Hz. Îsâ kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber’in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.

İsa (Aleyhisselam), hamamdan yeni çıkmış gibi kızıl, buğday tenli, esmerlerin en güzelinden, kıvırcık uzun saçlı, saçları taranmış, orta boylu ve geniş göğüslüdür. İsa (Aleyhisselam)’ın nefesini hisseden her kâfir derhal ölecektir. Beytü’l-Makdis’e yakın ve bilinen bir belde olan Lüdd Kapısı civarında Deccal ile karşılaştıklarında, Deccal tuzun suda eridiği gibi eriyecek ancak İsa (Aleyhisselam) onu kendi elleriyle öldürecektir. İsa (Aleyhisselam)’ın yeryüzünde kalacağı süre hakkında sahih olarak iki rivayet vardır, 7 ve 40 sene. Âlimler bu rivayetlerin arasını şöyle cem etmişlerdir: İsa (Aleyhisselam)’ın göğe yükseltildiğinde 33 yaşında olduğuna dair rivayetler vardır. Dünyaya inmesinden sonra ise yedi sene daha kalacak ve toplam ömrü kırk yaş olacaktır. En doğrusunu Allah bilir. (Buhari 3257, 3259, Müslim 168/272, 169/273, 2937/110, 2940/116, Ebu Davud 4324)

YER ÇÖKÜNTÜSÜ

Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.
Hasıf, yere batma ve yerin çökmesi şeklinde olur. Nitekim eski ümmetlerden bazısı işledikleri günahlardan dolayı yere batırılarak cezalandırılmıştır. Kibirli bir şekilde yolda yürürken yere batırılan ve kıyamet gününe kadar da batırılacağı haber verilen kişi de bu şekilde cezalandırılanlardandır. (Buhari 5850)

ATEŞ ÇIKMASI

Göğün açık bir duman getireceği günü bekle. (O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır. İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır.
Kıyametin büyük alametlerinden dumandır bu duman hakkında Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de bu duman hadisesinden çeşitli kereler bahsetmiş ve kısmen teferruatını haber vermiştir. Buna göre kıyamete yakın bir vakitte apaçık olacak ve herkes tarafından görülecek bir duman gökle yer arasında meydana gelerek insanları saracaktır.
Bu duman sebebiyle insanlar azap duyacaklar, mü’minler nezleye tutulmuş gibi olacaklar, kâfirlerin de nefesleri kesilecek, şişecekler, kızaracaklar ve sonunda duman kulaklarından çıkacaktır. Bir rivayete göre bu duman yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Neticede insanlar, bunun Allah tarafından kendilerine gönderilen bir ikaz ve azap olduğunu anlayacaklar, akabinde bu azabı kaldırması için Allah’a dua edeceklerdir.
“Biz azabı birazcık kaldıracağız ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz.” Duhân 15. ayetinden Allah-u Teâlâ’nın onlardan bu duman azabını istekleri üzere kaldıracağı, ancak onların âdetleri üzere tekrar küfre geri dönecekleri ve bu ikazı da kulak arkası edecekleri anlaşılmaktadır.
“Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün (kıyamet günü), kesinlikle intikamımızı alırız.” Duhân 16. ayetinden de Allah-u Teâlâ’nın onları azaplandırma işini, gözlerin korkudan dışarı fırlayacağı kıyamet gününe ertelemekte olduğu anlaşılmaktadır.

O şiddetli günün azabından Allah’ın rahmetine sığınırız!..

Lokman ÖZKUL
İlahiyatçı-Yazar
lokmanozkul@gmail.com

Kaynaklar: Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Meali (D.İ.B.), Diyanet Akaid Bölüm 3 – Diyanet İlmihal- Erkam İslam İlmihali – sahihhadisler.com



Afyon Kent Haber